MEZARSIZ KALAN CESETLER






22 Ekim 2019 Salı 04:34

                                     
                                        MEZARSIZ KALAN CESETLER                                   


Yağmurlu bir ekim gecesinden yazıyorum. Düşüncelerimi ve duygularımı yazılı olarak ifade edebilmem için sonbahar yağmurunu tenimde hissetmem gerektiğinin farkına varalı uzun zaman olmuştu ve yine yıllar önce yaprak döken bir çınar ağacının altında otururken aşık olmuştum bu mevsime. Ancak bu gece yazdıklarımda ne Payiz'in bir suçu var nede toprağın üstünde çürümeye yüz tutmuş ölülerin üstüne yağan yağmurun. Suçlu olan ya aynaya bakınca göremediğim ''ben''dir  ya da  hayatımın birer rengi olan insanların gittikçe solarak  gözümde gri bir görüntü bırakmaya başlamasıdır. Oysa ben hep unuttuğum dünlerde bıraktım o solgun suratları ve hep bir umutla bekledim güzel yarınlarımı. Ancak altın tepside sunduğum, hiçbir şekilde karşılık beklemediğim iyi niyetlerimin, verdiğim değerin,duyduğum saygının,büyüterek beslediğim sevginin kızgın ateşte dövülmüş keskin bir bıçak gibi yaralarımı deşmesi en büyük acımdır ve bu acının benim için dayanılmaz oluşu çıplak bir gerçektir. Yüzümdeki sıcak gülümsemenin altında bir o kadar bunaltıcı bir yorgunluğa sahibim ve tıpkı mezarsız kalan cesetler gibi insanlar dolaşmakta gözlerimin bahçesinde.


FIRAT AĞAÇLI

Yorumlar

  1. Bazen bende verdiğim değerin karşılığını görmediğimi düşünüyorum. Bende de öyle mezarsız cesetler çok fazla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendinden çok başkalarını önemseyen bizim gibi insanların yaşamları mezarsız cesetlerle doludur. Huyumuz kurusun.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar